Bir kimsenin para ile ölçülebilir menfaatini tehdit eden tehlikedir. Rizikonun gerçekleşme ihtimalinin yüksek veya düşük olması, prim belirlemelerinde en önemli unsurdur. Rizikolar % 0 ile % 100 arasında bir değerle gerçekleşirler. % 0 riski sigortalı teminat altına almayacaktır; % 100 riski sigortacı teminat altına almayacaktır; riskin bu değerler arasında bir yerlerde oluşacağı öngörülerek, primlendirme esasları belirlenmektedir. % 100 gerçekleşme durumu kaçınılmaz olmasına rağmen teminat verilen tek konu hayat sigortalarıdır.
Sigortalının, poliçeyi teslim alana kadar teminat altına alınmasının sağlanması için gerçekleştirilen işlemdir.
Yıllık poliçenin bitim tarihinde aynı şirket nezdinde yeni poliçesi yapıldığında, tecditname ismini alır.
Poliçe ve tecditler üzerinde herhangi bir değişiklik, ilave, iptal gibi durumlar olduğunda düzenlenen belgelerdir. Bu belgeler bazen primli, bazen de primsiz olabilir. örneğin adres değişikliği zeyilnamesi primsizdir. Primli zeyilnameler ise bazen sigortalıdan prim alınmasına, bazen de prim iadesine yol açabilir. örneğin poliçe konusu malın satışında düzenlenen iptal zeyilnamesi ile sigortalıya prim iadesi yapılır.
Teminat altına alınan nesnenin piyasa rayicidir. İdeal olan, sigorta bedelinin sigorta değerine eşit olması, yani poliçenin piyasa rayiç değeri ile düzenlenmesidir. Böylece sigortalı, hasar halinde tazminatını eksiksiz alabilecektir. Ancak bu eşitlik olmaması halinde tazminat ödemelerinde önemli problemler ortaya çıkacaktır.
Sigorta Bedeli = Sigorta Değeri . İDEAL DURUM
Sigorta Bedeli > Sigorta Değeri . AŞKIN SİGORTA
Sigorta Bedeli < Sigorta Değeri . EKSİK SİGORTA
Poliçede yazılı olan meblağ olup, hasar halinde sigortacının ödeyeceği en yüksek miktar budur.
Poliçede yazılı bedel, sigorta edilen malın değerinden daha fazla olduğunda Aşkın Sigorta söz konusu olup, malın tümü hasarlansa dahi ödenecek tazminat rayiç değerle sınırlı olacağından, sigortalı boş yere fazla prim ödemiş olduğunu anlayacaktır.
Poliçede yazılı bedel, sigorta edilen malın değerinden az olduğunda Eksik Sigorta söz konusu olup, ödenecek hasar poliçe üzerinde yazılı bedelle sınırlı olacaktır. Kısmi hasar durumunda ise, "yazılması gereken / yazılı bedel" oranında hasardan kesinti yapılacaktır. (Proporsiyon)
Sigortalının hasarını eksik olarak alması, sistemi aşkın sigortanın sonuçlarından çok daha kötü etkilemekte, sigortalıların yaşadıkları hayal kırıklıkları konusunda henüz poliçe yapılması safhasında, acentenin doğru ve yönlendirici bilgileri iletmesinin önemini bir kez daha gündeme getirmektedir.
Sigorta şirketlerinin teminat verdiği rizikolarda, sigorta değerlerinin yüksekliği veya büyük hasarların aynı zamana gelebilme ihtimalleri, sigorta şirketlerinin hasar ödemelerinde zorlanmalarına neden olabilir. Kendi sermayeleri, ihtiyatları, öz varlıkları ile karşılayamayacakları büyük hasar ödemeleri için sigorta şirketleri de kendilerini sigorta ettirirler. Bu işleme reasürans denir. Böylece şirketler riskin bir kısmını kendi üzerlerinde tutup, , geri kalan kısmını başka sigorta şirketlerine devrederler. Reasürans işlemlerinde riski bu şekilde devreden şirkete sedan, devir alan şirkete ise reasürör denir. Sedan şirketin kendi üzerinde tuttuğu kısma konservasyon, reasüröre devrettiği kısma sesyon denir. Reasürör şirket de kendisini sigortalama ihtiyacı duyarak, devraldığı riskin bir bölümünü tekrar devrettiğinde, bu işleme retrosesyon denir.
Bir rizikonun birden fazla şirket tarafından, ortaklaşa teminata alınmasıdır. Şirketlerden biri poliçeyi düzenler ve diğer şirketlere kopyalarını gönderir. Poliçeyi düzenleyen şirkete jeran denir. Koasüransta müşterek teminat verme durumu vardır. Reasüransta ise önce bir şirket teminat verir ve gerektiği kadarını reasürörlere dağıtır. Sigortalı ile sigortacı arasında da koasürans söz konusu olabilir. Bu durumda riskin sigortalı ve sigortacı arasında paylaşımı söz konusudur. Hasar gerçekleştiğinde sigorta şirketi sadece payına düşen hasarı öder.
Sigortalının hasarın bir kısmına katılmasıdır. Hasar halinde sigortalıya belli bir meblağın ödenmemesi anlamına gelen bu uygulamada, primler de muafiyetsiz sigortaya oranla daha düşük belirlenir. Belirlenen muafiyet rakamına kadar olan hasarların ödenmediği, yalnız geçen meblağın ödendiği muafiyete tenzili muafiyet; belirlenen muafiyet rakamına kadar olan hasarların ödenmediği, geçen hasarların ise kesintisiz ödendiği muafiyet türüne ise entegral muafiyet denir.
Önceden teminat altına alınan rizikonun gerçekleşmesi sonucu kurtarılan mal ile deniz kazasından ve yangından kurtarma ücreti veya sigortalı nesnenin hasar gerçekleştikten sonra satışından elde edilen gelir olarak tanımlanabilir.
Sigortacının bir prim karşılığında, diğer bir kimsenin parayla ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratacak muhtemel bir tehlikenin, riziko gerçekten meydana gelmesi halinde tazminat vermeyi yahut bir veya birkaç kimsenin hayat süreleri nedeniyle veya hayatlarında meydana gelen belli bir takım olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi üzerine aldığı bir anlaşmadır.
Poliçe, bu bilgiler ile düzenlenerek imzalanır ve sigortalıya "Genel Şartlar" ve varsa "özel Şartlar" ile birlikte verilir. Genel Şartlar Türkiye'deki tüm sigorta şirketlerince kullanılan ve kelimesi kelimesine hiçbir farklılık arzetmeyecek şartlardır. İlgili poliçe ile teminat altına alınan halleri, kesinlikle teminat altına alınamayan halleri, isteğe bağlı olarak alınabilecek veya hariç tutulabilecek halleri, sigortalının ve sigortacının sorumluluklarını, yükümlülüklerini, haklarını, hasar halinde takip edilecek prosedür gibi konuları madde madde içeren genel şartlar anlaşma maddeleri olup, poliçe ekinde mutlaka sigortalıya verilmektedir. Genel şartlarda daraltma veya genişletme yapılacak olunduğunda, yine genel mevzuata aykırı olmayacak özel Şartlar (Klozlar) oluşturulmakta ve bunlar da sigortalıya poliçe ekinde verilmektedir.
Düzenlenen poliçe, tecditname ve zeyilnamelerin tümünün kaydedildiği kanuni defterlerdir. Her branş için ayrı ayrı ve birer istihsal, birer iptal olmak üzere 2 çeşit olup, noterce tasdik edilen bu defterlerin sayfaları çift nüshadır. Yıl bitimlerinde ara tasdikleri yapılarak kullanılmaya devam edilir.
Sigortacı: Sigorta anlaşmasında riski üstlenerek teminat veren ve tehlikenin gerçekleşmesi halinde tazminat ödemeyi taahhüt eden taraftır.
Sigortalı: Sigorta anlaşmasında tazminat almaya hak kazanan taraftır.
Sigorta Ettiren: Sigorta anlaşmasının teklifini veren ve gerektirdiği primi ödemekle yükümlü taraftır. Sigortalı ile sigorta ettiren aynı kişi olabileceği gibi, farklı da olabilir.
Acente: Sigorta şirketi namına faaliyette bulunan (o şirketi temsil eden), gerçek veya tüzel kişi olarak kurulan istihsal organlarıdır. Kuruluş esaslarınca yetkili veya yetkisiz olarak çalışırlar.
Prodüktör: Belli bir sigorta şirketine bağlı olmayan, muhtelif sigorta branşlarında sigorta olmak isteyenleri bilgilendirerek poliçenin hazırlanmasında aracılık eden gerçek veya tüzel kişidir. Acente sigortacının tarafındayken, prodüktör sigortalının tarafındadır.
Prodüktörlük belgesi T. Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nden alınır.
Broker: Sigorta sözleşmelerinde sigortalıyı temsil ederek, sigorta şirketi seçiminde tarafsız ve bağımsız olan, sözleşmenin yapılmasında ve özellikle tazminatın ödenmesinde yardımcı olan gerçek veya tüzel kişidir. Ruhsat Hazine Müsteşarlığı’ndan alınır.
Sigorta Eksperi: Sigorta edilen rizikolunun gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarının nedenlerini ve niteliklerini belirleyen ve Hazine Müsteşarlığı'ndan aldıkları belgeler ile kendi yönetmelikleri çerçevesinde çalışan gerçek veya tüzel kişilerdir.